DUİM öğrencisinin staj yapması için ilk gereken şey, okullarındaki yönetmeliğe göre belirlenen baraj dersi/dersleri geçmektir. Ancak bu ders/dersler verildikten sonra Gemi Adamı Cüzdanına (GOC) sertifikalar işlenebiliyor çünkü Ulaştırma Bakanlığı tarafından bu derslere böyle bir yeterlilik tanınıyor. Bu dersler geçildikten sonra denizcilik şirketleri için pek de önemsenen geriye bir şey kalmıyor, tabii hepsi için değil. Örneğin Arkas dendiği zaman akıllara 9 Eylül gelmesinin bir nedeni var. YA SA dendiği zaman İTÜ denmesinin bir nedeni var. Bahsettiğin torpil, bu nedenlerin ta kendisi.
Ben staj yapacak bir gemi bulmak için İstanbul'da şirketleri dolaşıp, geceleri de sokakta kalıyordum. Bir süre sonra azmimin sonucu olarak bir şirket buldum. Katıldığım gemiye aynı gün başka bir stajyer de katılmıştı ama o torpilliydi. Gemide de ben çok fazla ağır iş yaparken o sadece 2. zabitin yanında aylak aylak dolaşıyor, kağıt işleri öğreniyordu. Stajdaki en önemli şeylerden biri olan kağıt işlerini de öğrenmek için geceleri, herkes uyurken kaptandan izin alıp gemi bilgisayarından evrakları (her türlü kağıt işini) öğreniyordum. Günde 4-5 saati geçmeyen uyku düzenim beni fiziksel ve ruhsal olarak bayağı yoruyordu ama bir denizci şikayet etmemeli, duruma adapte olmalıydı.
Yukarıda anlattığım kısa staj anımın en basitçe özeti sakın seni korkutmasın. Amacına ulaşman için önünde her zaman engeller bulunacak, bıkman için herkes var gücüyle uğraşacaktır. Gerek gemidekiler, gerekse karadaki öğrenci arkadaşların, hocaların, belki ailen... Gelişime olan açlığı her şeyin üzerinde tutarsan ve buna göre hareket edersen geçmişte çektiğin sıkıntılar bir gün seni büyük bir denizci yapacaktır. O gün, bir şirkete girmek istediğinde kimse senden referans istemeyecek.
O ruh sömüren insanlar sana gülmeye; seni, sen onlardan çok daha üstte olduğunda bile küçük görmeye devam edecekler. Belki o gün kalite denen şeyin de ne olduğunu öğrenmiş olarak en büyük denizci olacaksın.